- kazmak
- kazmak, at hafarılanarak ve çamışlanarak ayağıyle yerl kazmak, kazılmak II,10, 59
Divan-i Luqat-i it-Türk Dizini. 2009.
Divan-i Luqat-i it-Türk Dizini. 2009.
kazmak — i, ar 1) Herhangi bir araçla toprağı açmak, oymak 2) Bu yolla çukur, kuyu, yol vb. oluşturmak Sana dar gelmeyecek makberi kimler kazsın? M. A. Ersoy 3) Hakketmek Birleşik Sözler kazaratar kumkazan Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller kazdığı çukura … Çağatay Osmanlı Sözlük
iğne ile kuyu kazmak — yetersiz araçlarla, sürekli ve sabırlı bir biçimde çalışıp çok güç olan veya çok ağır yürüyen bir işi başarmaya çalışmak İğne ile kuyu kazmak gibi bir şeydi oymacılık. Ç. Altan … Çağatay Osmanlı Sözlük
çay kenarında kuyu kazmak — elde, amaca ulaşılacak bol araç varken emek harcayarak başka yollar aramak … Çağatay Osmanlı Sözlük
mezarını kazmak — kötülüğünü istemek, kötü duruma düşürmek için uğraşmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
mühür kazmak — bir metal üzerine, bir kimsenin, bir kuruluşun adını, unvanını ters olarak kazımak … Çağatay Osmanlı Sözlük
çukurunu kazmak — (birinin) birinin felaketine yol açacak bir düzen kurmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
kuyusunu kazmak — (birinin) birinin yıkımına çalışmak, kötü duruma düşmesini istemek Yüzden ağır durup arkadan kabinenin kuyusunu kazacaksın! M. Ş. Esendal … Çağatay Osmanlı Sözlük
kendi kuyusunu kendi kazmak — kendine zarar verecek davranışta bulunmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
KERY — Kazmak … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
oymak — kazmak … Beypazari ağzindan sözcükler